Cumartesi, 2024-04-27, 11:44 AM
Hoş geldiniz. Ziyaretçi | Üye Olun | Giriş

Gökyüzü Edebiyatı

Ana Sayfa
Giriş
İsminiz:
Şifreniz:
Arama Motoru
Takvim
«  Nisan 2024  »
PazarP.tesiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesi
 123456
78910111213
14151617181920
21222324252627
282930
Arşiv Kayıtları
Anketimiz
Sitemizi Oylayınız
1. Çok güzel
2. Çok zayıf
3. Güzel
4. Orta
5. Zayıf
Toplam Cevap: 14
Mini Sohbet
İstatistiklerimiz

Toplam Ziyaretçi: 1
Misafir(ler) 1
Üye(ler) 0
Giriş
İsminiz:
Şifreniz:

Bizi Tanıyın

Kimliğimiz ve Amacımız
 
01) Sitemiz GökyüzüEdebiyat; hiçbir kurum ve kuruluşla bağlantısı olmayan, çağdaş niteliklere sahip insanların özgürce tartışabildiği, bilgi ve düşünce alış verişine dayalı bir tartışma platformudur.

02) Başta edebiyat olmak üzere sanat, felsefe, siyaset, tarih vb. bilim alanlarına eğilimi olan herkes hedef kitlemiz olup;

a) “Bilmiyorum, soruyorum.”;
b)Biliyorum, bilgilenmelerine yardımcı oluyorum.”;
c)Hatalı (veya eksik) bilgi sahibisiniz. Bu yanlışlığın düzelmesine yardımcı oluyorum.” anlayışıyla hareket ederek insan(lar) arasında öncelikle iletişim köprüsü kurmak, sonra da giderek paylaşmayı ve dostluğu yükseltmek başlıca ve tek amacımızdır.
 
Bildirgemiz
 
01- Bundan binlerce yıl önce, henüz anaerkil toplum içindeyken, adamın birinin eline dört kazık alıp bunları toprağa çakarak iplerle bağladıktan sonra, "Bu kazıkların arasındaki toprak, benimdir; toprağıma girenin başında bu kazıkları parçalarım!" demesiyle başlayan özel mülkiyet tarihi ve pratik sonuçları, maalesef ki insanlığa ve tüm doğaya sadece acı getirmiştir.

02- Yirmi birinci yüzyılı dokuz geçe, aslında yeterli olan, ama bir avuç asalak yüzünden dar gelen gezegenimizde yaşayan milyarlarca insan, binlerce milliyet ve yüzlerce ulus bu asalaklar yüzünden sayısız çelişki ve baskı altında tutulurken, kısa erimde pek de olumlu sonuç verecek gibi görünmemesine karşın, uzun erimde gökyüzü büyüklüğünde ve berraklığında umutlarla mayalanmış çaba içindedir. Bir yanda gökkuşağı simgesiyle Dünya Vatandaşlığı koşulları her geçen gün ivme kazanarak kendini dayatırken ve genç ve üretken / sorgulayan beyinleri zorlarken; diğer taraftan, adı geçen asalaklar tarafından dünyanın yer altı ve yerüstü zenginlikleriyle insani değerlerin tarihte eşi görülmemiş bir boyutta talan edilmesi gittikçe daha da derinleşmektedir.

03- Sömürücü sistemin efendileri bir biçimiyle "hizmetlisi" durumuna getirdikleri bilim insanları aracılığıyla, çok hızlı bir devinim içinde olan insanlık üzerinde akıllara durgunluk verecek kadar sorgulamalardan, araştırmalardan uzak ve neredeyse tamamen önyargı(sızlık)dan oluşan bir zihinsel / düşünsel çölleşme gerçekleştirmektedirler. Sömürü ve zulmün tiranlarınca toplumun çeşitli alanlardaki en ileri unsurları aktif izolasyonlara uğratılarak kitlelerin gelişimini engellemekte ve sömürü sistemlerinin devamlarını sağlamaktadırlar.

04- Kendisine karşı duran antifaşist yapılanmalar başta olmak üzere, halklar ya da uluslar üzerinde sadece tankıyla topuyla baskı kurmayan kapitalist / emperyalist egemen sistem, genel bir söylemle "kültür & sanat" cephesinin de bilincinde olarak bu alanı toplumsal illüzyonun önemli bir aracı [hatta kimi öznel durumlarda belirleyici] olarak kullanmaktadırlar. Zulmün tiranları, artık tarihi birer "atık" olan gerici, ırkçı, yoz değer(sizlik) yargılarına hizmet eden çalışmaları yapay bir şekilde canlı tutup güçlendirmeye çalışırken; diğer taraftan, nitelik olarak ezilenlere karşı, ama biçimde farklı olan bencil, kendi söylediğini kendisinin bile benimsemediği "süper"li, "mega"lı, "ultra"lı çalışanlarını sahneye sürmekte ve kendi elleriyle Arsen Lupen'ler yaratmakta ve bunları kutsa(t)maktadırlar.

05- Tiranların medya, müzik, spor, fuhuş, uyuşturucu, vb kıskaçlarla özellikle ideolojik / politik bombardımana tabi tuttuğu ve her türlü olumsuzluğa yönlendirdiği gençlik, bu nedenlerden dolayı araştırmalardan ve sorgulamaktan uzaktır. Yaratılan soru sormasını bilmeyen gençlik, sadece "kendi" geleceğini yok etmekle kalmayıp toplumun geleceğini de büyük riske atmaya devam etmektedir.

06- Sorgulamalar karşısında bilgisizliğe "yanıt" olarak varlaşan, neredeyse insanlık tarihiyle aynı yaşta olan ve esas olarak köleci toplumlardan günümüze kadar siyasal iktidarlarca kontrol altında tutularak sömürü ve baskı düzenlerinin sürdürülmesi için yönlendirildiği bilinen gerçeğiyle; dinlerin, inanan insan ile inandığı tanrısı (dini) arasında olması ve buna "saygı gösterilmesi" gerekirken, aynı şekilde inanmayanlara da saygı gösterilmesi gerekmektedir.

GökyüzüEdebiyat

 
Ziyaret Bildirimi
Bugün Gökyüzünde Olanlar