|
Her günümüz farklı bir yoğunlukta geçiyor, yoğun “gündem”lerle cebelleşiyoruz; biri bitmeden diğeri çoktan sıraya girmiş oluyor! “Gündemler arası” çatışmalar, aslında “gündemlerin iktidar kavgası”ndan başka bir şey değildir. “İktidar koltuğu”na oturan “gündem”, günümüz burjuva iktidarları gibi kendisine hizmet edilmesini emrediyor.
“Global Dünya”nın diz boyunu aşıp gırtlağa dayandığı rezilliğin bir yansıması olan “Küresel Kriz”, şu anda “Dünyanın Gündemi”ndedir. Görece daha düşük bunalımların olduğu anda Marksizm’i değil ki dillerine almak, akıllarına bile getirmekten köşe-bucak kaçan kimi reformistler, ve “sol” dönekler, bu ölçekteki kriz karşısında Marx’ın, “Kâr oranındaki düşmenin yanı sıra, sermayelerin kitlesi büyür ve mevcut sermayede, bu düşüşü durduran ve sermaye-değerlerin birikimini hızlandıran bir değer kaybı da yan yana gider.
Üretkenlikteki gelişmenin yanı sıra, sermayenin bileşimi daha yüksek bir düzeye çıkar, yani değişen sermayenin değişmeyen sermayeye olan oranında nispi bir artış olur.
Bu farklı etkiler, egemen bir biçimde, bir seferinde yer olarak yan yana işlerler ve bir başka seferde zaman olarak birbirlerini izlerler. Zaman zaman bu zıt etmenlerin çatışması, bunalımlarda açığa çıkar. Bunalımlar, daima, mevcut çelişkilerin ancak geçici ve zora dayanan çözümleridir. Bunlar, bir süre için bozulmuş dengeyi tekrar kuran şiddetli patlamalardır.” [Kapital 3, sayfa 221, Sol Yayınları] (abç) şeklindeki ustaca tespitlerini hatırlayıp “kâhinliğinden dem vurarak onu “haklı” ilan ederler!
Oysa Marx, çoktan haklıydı. “Papaz Martin” olmanın kimseye faydası yoktur.
Ülkemizdeki “gündem” de dolu-dizgin gidiyor: Küresel krizin “Hamdolsun teğet geçen” sonucuyla on binlerce insanın işsiz kalması, Kürt sorunu ve diğer etnik sorunlar ile teokratik devlet biçimine yönelişin getirileri (ve götürüleri), mezhepler ve dinler arası çatışmaların provaları, sınıf mücadelesinin görece yenilgisine rağmen değişik isim ve biçimlerde alanlardan bakışlarını almamaları gibi irili-ufaklı yüzlerce “gündem” var. Dört tarafı (ve tabi ki iç tarafı da!) “düşman” ile çevrili olan Türkiye’nin işi zor!
“Gökyüzü Edebiyat” olarak yukarıdaki sorunları çözecek yetenekte olmadığımızdan “gündem” olarak “Edebiyat ve Sanat”ı belirledik! “Bildirgemiz”in dördüncü ve beşinci maddelerinin açılımları olarak bu “gündemler”i teşhir edip, burjuvazinin o yoz kültürüne (gücümüz kadar) karşı durarak üretimlerde bulunmaya çalışacağız. Bu nedenle hemen sol tarafınızda bulunan “Bizi Tanıyın” linkini tıklamanızı ve okumanızı özellikle öneriyoruz.
“Paylaşımlarımızla zenginleşin, paylaşımlarınızla zenginleştirin!” bizim sloganımızdır. Eğer bu slogan size hitap ediyorsa üye olabilirsiniz.
Aktif yayına 1 Mayıs 2009 tarihinde başlıyoruz. Alanlarda ve sitemiz “GökyüzüEdebiyat”ta buluşma ve güçlerimizi birleştirme temennisiyle...
GökyüzüEdebiyat
| 
