Belirli bir anda sosyal üretim sürecine dahil olan ve gelişmesi için zorunlu ortamı oluşturan canlı ve cansız doğadaki (yeryüzü kabuğu, atmosferin alt tabakaları, su, toprak, flora ve fauna) şeylerin ve fenomenlerin tümü. Toplumun gelişmesi Coğrafi Çevre’de değişme ve gelişmelere yol açar. Uzak zamanlarda, insanlar doğal yaşam kaynaklarından (yabani bitkiler, hayvanlar, verimli toprak vs.) çok az yararlanırlardı. Zamanla iş araçlarını, madenleri ve kuvvet kaynaklarını da kapsayan doğal zenginlikler daha büyük rol oynamaya başladı. Ülkelerin ve ulusların gelişmesini hızlandıran ya da yavaşlatma eğilimi gösteren Coğrafi Çevre unsurları, üretimin arta kalan ihtiyaçlarına gereken yeterlilikte değildir. Bundan ötürü, insan bu unsurları değişikliğe ya da dönüşüme uğratır ve böylece Coğrafi Çevre’nin dönüşüme uğramasında en güçlü etken olarak rol oynar. Fakat değişmenin kapsamı, içeriği ve biçimleri sosyal sisteme bağlıdır. Kapitalist toplumda hüküm süren tüketim anarşisi ve rekabet, Coğrafi Çevre’de meydana gelen, toplum için felâketli değişmelerin nedenini teşkil etmese de bu değişmelere araç olan bir şeydir. Ancak sosyalist toplumdadır ki, insanlar “...doğayı ortaklaşa kontrolleri altına alarak... doğayla karşılıklı değişmelerini rasyonal tarzda düzenlerler... bunu da en az enerji harcayarak ve insan doğasına en uygun düşen ve doğaya yakışan şartlar içinde gerçekleştirirler.” (Marx, Kapital, C.3 s.800) Sosyalizmin üst evresinin maddi ve teknik temelinin kurulması, halkın iyiliği için Coğrafi Çevre unsurlarından etkili ve plan-yönetim içinde yararlanılmasına dayanır. Kaynak: M. Roshental & P. Yudin, Materyalist Felsefe Sözlüğü