Cuma, 2024-03-29, 12:28 PM
Hoş geldiniz Ziyaretçi | Üye Olun | Giriş

Gökyüzü Edebiyatı

Ana Sayfa
Giriş
İsminiz:
Şifreniz:
Arama Motoru
Anketimiz
Sitemizi Oylayınız
1. Çok güzel
2. Çok zayıf
3. Güzel
4. Orta
5. Zayıf
Toplam Cevap: 14
Mini Sohbet
İstatistiklerimiz
Giriş
İsminiz:
Şifreniz:

Bilme ve İnanma - Forum

[ Yeni Mesajlar · Üye Listemiz · Forum Kuralları · Arayın · RSS ]
  • Page 1 of 1
  • 1
Forum moderator: Gökyüzü, DERO, MericIrmak, mavideniz  
Forum » Felsefe Dünyası » İslamiyet ve Ateizm » Bilme ve İnanma (Bu makale hakkındaki düşüncelerinizi lütfen yazınız.)
Bilme ve İnanma
OnurcaTarih: Salı, 2009-04-28, 1:16 PM | Mesaj # 1
Yazar
Grup: Üye
Mesajlar: 221
Ödülleri: 1
Sitedeki Durumu: Burada değil
Yaşamın her alanında karşımıza çıkan bu iki kavram bazı yerlerde ayrıştırılsa da, entelektüel seviyemizin çoğunlukla darlığından dolayı sinonim olarak kullanıldığı da görülmektedir ve bu yüzden “inandığımız”ı bildiğimiz sandığımız için “iddia” etmekte tereddütsüz davranırız. Oysa “bilme” ile “inanma” kavramları nitelik olarak tamamen farklı yerlere işaret ederler ve aralarındaki ortak (sayılabilecek) payda(lar) sadece diyalektik bağıntı gereğidir.

Yapılması gereken ilk sorgulama, bu iki kavramın ayrıştırılmasına netlik kazandırmak, yani kendi konumumuzdan emin olmaktır: “Ben bunu biliyor muyum, yoksa bunun böyle olduğuna inanıyor muyum?” şeklindeki soruya verilecek doğru ve tutarlı yanıt, o şey hakkındaki sorgulamalarımızın önünü aydınlatan fener olabileceği gibi, kim bilir; belki son derece basit olmasına karşın önümüzde bir zifirilik de oluşturabilecektir.

Türk Dil Kurumu sözlük anlamıyla “bilme”yi üç şekilde tanımlamış:

1. Bilmek işi.
2. felsefe Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma.
3. felsefe Bilgi edinmenin gaye ve sonucu.

“İnanma”yı ise “İnanmak işi” olarak açıklıyor.

Kaynak: http://www.tdk.gov.tr/

Sözlük anlamları, birçok açıklamayı dışarıda bırakmak zorunda olduğu için bizlere yeterli gelmemektedir. Bu gerekçeyle felsefeye geçmek zorundayız:

Orhan Hançerlioğlu’na ait Felsefe Sözlüğü’nde “Gerçekliğin insan düşüncesinde yansıyarak yeniden üretimi” olarak tanımlanan “Bilme” kavramının sürecinin duyumlarla başladığını, düşüncede üretildiğini ve uygulamada da gerçekleştirildiği belirtilmektedir. (abç) Buradan da anlaşılabileceği gibi herhangi bir şeyi bilmemiz için o şeyin “duyumlarla algılanabilir” bir gerçeklik olmasını şart koşmaktadır. Özellikle teolojik inanç sahiplerinin burada “Atomu bizim duyularımız algılamıyor, yani onları şimdi yok mu sayacağız?” gibi sorularını duyar gibi oluyorum. Evet; atomlar, çıplak gözlerimizle ya da diğer duyu organlarımızla algılanabilecek bir boyutta değiller ama konumuz da zaten nesnelerin boyları-postları yani nicelikleri değil, nesnelerin var olup olmadığıdır. Çıplak duyu organlarımızla algılayamadığımız atomu elektro mikroskoplarıyla çok rahat algılamakta, hatta onun içine bile girebilmekte, değişikliklere de uğratabilmekteyiz.

İnanma, herhangi bir şeyin kanıt dışı gerçek kabulü demektir. İki yönlüdür: İlk inancı bireysel güven oluştururken ikincisini toplumsal niteliğiyle teolojik inanç oluşturur. Bireysel güven(sizlik) kaynaklı inanç(sızlık), sosyal yaşamımızdaki gözlem ve deneyimlerimize dayalı olarak gerçekleşir ve genel bir kural olarak inancımızı yakın çevremizdeki insanlar sağlar. Örneğin belli bir süreden beri dostluk yaptığımız biri bize “Yarın akşam saat sekizde yağlı boya portreni gelip alabilirsin. Resmi bitirdim.” dediği zaman resmin bitirilip bitirilmediğini bilmediğimiz halde o dostumuzun geçmiş davranışlarına yaptığımız gözlem (ve olası deneyler) sonucu doğru söylediğini varsayarız, yani inanırız. Bitirilmiş portreyi gördüğümüz zaman bu inancımız o anda “bilme”ye dönüşür ve artık o portreye ilişkin hiçbir inancımız kalmaz. Bu tür inançlarımız sürekli devinim halindedir, nesnellikle karşılaştığı an kendini “bilme”ye bırakır ama teolojik inançta bu mümkün değildir. Teolojik inançta “kutsal” sayılan kitaplar ne yazmışsa o haliyle ve asla sorgulama yapmadan kabul edilmek zorundadır. Kabul edilmek zorundadır, çünkü sorgulamalar dinler tarafından yasaklanmıştır. Örneğin Kamer suresinin birinci ve ikinci ayetlerini sorgulayamazsınız, ayın ikiye bölündüğünü ama sonra hemen birleştirildiğini kabul etmek zorundasınız, çünkü Kur’an yazmışsa bu “gerçek” demektir! Böylece teolojik inançlar, her tür bilimsel gelişmenin önünde doğrudan engellerden birini oluşturur.

Konumuz bağlamında İslami düşünce ve yaşam biçimine sahip bir insanın bilimsel araştırmalarda bulunması ya mümkün değildir ya da inancı ile ters düşen açıklamalar yapmak zorundadır. Mümkün değildir çünkü “Cenab-ı Allah” insanı bir defada ve tastamam yaratmıştır, öyleyse antropolojiye gerek yoktur! “Allah gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.” diyen Lokman Suresi, Ayet 10’u okuyan örneğin Müslüman bir jeofizikçi, dağların sarsıntıları durduramadığını çünkü dağların “işinin” sarsıntıları “durdurmak” olmadığını, her saniye dünyanın değişik bölgelerinde irili-ufaklı yüzlerce sarsıntının olduğunu, dahası dağların da tektonik hareketlilik içinde olduğunu bilir ama açıklamalarında bu ayeti “yok sayarak” inancıyla çelişir. Aynı anda iki açıklamayı yapması olanaksızdır.


Paylaşımların güneş gibi gökyüzünde parladığı yarınlara söz verenler, merhaba!
 
Forum » Felsefe Dünyası » İslamiyet ve Ateizm » Bilme ve İnanma (Bu makale hakkındaki düşüncelerinizi lütfen yazınız.)
  • Page 1 of 1
  • 1
Search:

Renk Açılımları: -Yönetici- -Moderatör- -Özel Görevli- -Deneme Moderatör- -Üye- -Engellendi-
Forum İstatistikleri
Son Mesajlar
En Çok Yorumlananlar
En Aktif Üyeler
  • Soru Oyunu - Eğlenceli Bir Deneyim (0)
  • Profesyonel Ekip: Yangın Güvenliğiniz İçin (0)
  • Almanca Tercümenin Önemi (0)
  • Solar Shield Cam Filmi Toptan ve Perakende Satışı (0)
  • Deniz Suyu Arıtımı (0)
  • Pubg Mobile Nasıl Bir Oyun? (0)
  • İkili opsiyonlar için komisyoncu nasıl seçilir? (0)
  • Ankara Böbrek Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nüket Rüzgaresen (0)
  • Sentius Home Geniş Mobilya Yelpazesi (0)
  • Kadın Giyim Modellerinde Öne Çıkan Trendler (0)
  • bir portre yapılışı.. karelere bölerek çalıştım..aşama aşama (9)
  • Nurcan Hanım nerede? (9)
  • Edebiyat Bilimi (1 Cilt, 1 Bölüm) (9)
  • BAB-I ESRAR / AHMET ÜMİT (8)
  • Ana Fikri (6)
  • Akrilik çalışmalarımdan bir kaçı (6)
  • Sınav Sonuçlarım (5)
  • Bugün çalıştığım Karakalem portre çalışmam..sıcağı sıcağına. (5)
  • Zahide (4)
  • Son ayların favorileri (4)
  • sercank
  • crocodill
  • degaussbilisim
  • DERO
  • Onurca
  • Komünar
  • MericIrmak
  • GülünDikeni
  • Gökyüzü
  • dilokullari
  • Ziyaret Bildirimi
    Bugün Gökyüzünde Olanlar